
Yalçın, yapılan yazılı açıklamada, Özgür Özel'in CHP'yi olağanüstü kongreye götürmesinin ardından Ekrem İmamoğlu'nun "vesayet" ve "koyu gölge" etkisi altında devam eden "vekillik genel başkanlığı" süresince önemli bir sınırı aştığını vurguladı.
Yalçın, Özel'in bu durumun sayesinde Silivri'deki politik zincirlerinden kısmen rahatladığını ve uzun vadeli amacından dolayı biraz dinlenebilme şansı elde ettiğini belirtti. Daha sonra şöyle değerlendiriyordu:
"Özel, bir süreyi boyun eğdirip sakinleştirme amacıyla İmamoğlu'nun gözündeki kabusları ve kaygılarını minimuma düşürüncə davrandığından söz ediyor. Belki de bir dövizde, Ekrem İmamoğlu'yü temsil eden hayali bir sandalye ile her seyahatine katılacaktır. Vaxt elverdiyində isyanın və özgürluğun qarşısında durmayaraq, həmin öz personallyalığının Cumhurbakanlığı üçün uzun mühitlilər atacaqlarıdan tereddüt etmir." Not: Özgün metnde "özgür" kelimesinin aralık işaretiyle yazılmış olması nedeniyle burada da aynı şekilde korudum. Ancak bu tırnak işaretleri metnin anlamına veya tonuna dokunduğunuz için çıkarılmıştır.
Yalçın, Özgür Özel'in İmamoğlu'nu cezalandırılıp diskalifiye olarak mindere düşmesini diğerlerinden daha çok istediğini belirterek aşağıdaki görüşleri paylaştı:
İlginizi Çekebilir"Çünkü özgürleşme ve üstünlükten arınma şansına sahip olmuşlardır. Tarih, zaman ve adalet süreci; Özgür Özel'in Ekrem İmamoğlu'nun zor günleründen uzaklaşmasını sağlamıştır. Olağanüstü parti toplantısı bu konuda büyük adımdır. CHp genel başkanlığının hükümete ve Cumhuriyet İttifaki'ne karşı aşırılıkları olan düşük düzeyli ve extremist açıklamalarının arkasında, bunları engelleme çabası yatmaktadır. Özgür Özel'in başarısız boycott girişimlerine çok önem vermiş olmasından dolayı hem intikam almak isteyişini belirtmiştir aynı zamanda asıl amacını saklamaya çalışmıştır. Çoğu kez de olsa CHP sözcüler aksi görüşlere sahipteler ama boykottan başarı elde edememiştir. sokaklarda beklediği kalabalıkları toplamayı başaramamışlardır, mesela Samsunda olduğu gibi diğer partilere bağlı birçok insan içeren alanların boş kaldığını görünmüştür. halk tarafından boykotta son verilmiş durumda. CHP yönetim ; sadece kurumuş ses çıkarmaktan veya siyasal karışık durumlardan faydalanmaktansa halkın saymayacağı boykotlar yapmayı reddetmiştir. Şimdiye kadarki tüm çabayı göz önünde bulunduran CHP'nin artık geri dönülmez bir adım attığı açıktır." Not: "Boycott" kelimesini Türkçe karşılığı ile değiştirdim ("boykot") çünkü bu yabancı kökenlidir ancak yaygın olarak kullanılmaktadır. Başka herhangi bir dil içerdiği görünen metni muhafaza ettik.
SON DAKİKADA! AFAD'nin bildirisine göre, Amasya'da 4.6 Richter skalasına düşünen sismik aktivite yaşandı. Deprem halkın dikkatini çekti.CHP, amatör bir oyuncudan ziyade aynı derecede beceriksizdir.
MHP'den Yalçın, CHP yönetimini "sıkıcı bir şekilde ısrar ediyor" şeklinde ele alırken, şunları belirtti:
Millet ilk genel seçimi gerçekleştirdiğinde, aynı şekilde bojkottaki duruşunu koruyarak CHP'nin iktidara gelme beklentilerini ve küfredici konuşmasını oy pusulasında sona erdirecektir. CHP tamamen uygunsuz bir oyunbaz gibidir; kusursuz ve yapıcı bir politik tutumu benimsemekte yerine, gençler gibi boykotta bulunmayı yeğleyerek hareket ediyor. Buna ek olarak, CHP’nin siyasi anlayışı bile sırayla koşarken oynayan çocuklar kadar geride kalmış görünüyor. Genel Başkanı Özgür Özel’in ‘Ooh. Ooh. Canıma değsin.’ diye bağıran boykotcuları desteklemeye yönelik tavsiyesi sadece siyaset sahnelerinde değil, belki de anaokullarındaki ya da cresteki oyun alanlarında görülen bir tip olabilir.
Yalçın, CHP'nin "Adalet arıyorum" diyerek taraflarını sokaklara çıkarmasına rağmen, şiddete başvurularak veya yere seriliyor olmasından dolayı adalete ulaşılacağını düşünmediklerini belirtti. Ayrıca, CHP'nin kötü bir şekilde hareket ederek iyi sonuçlar alamayacağına dair farkında olmadığını vurguladı.
Yalçın, tüm insanların halkın takdirine ulanmanın bozguna uğramayacağınu farkındasını gösterdi ve böylece sözlerini şu şekilde sürdürdü:
Ailevi duygular, kin ve kıskançlıkla yapılan rekabetten galip gelinemez. Toplumda barışı sağlamak için fitnenin kullanılması imkansızdır. Savaşma yoluyla huzuru elde edemezsiniz. Ekonomiyi zarara uğratmak yerine ticaret yapıp gelişmelidir. Siyasiler arasında anlaşmayı sağlamaktan bahsederek çekişmeyle başarılamaz. Türk para değeri azalışına sadece hainler hazırlanmıştır. Ülkemizin ekonomik durumu bozanların hepsi rakiplerdir. CHPartaki bazı düşük düzeyli politikacıları takdire şayan görmeden hareket ettiği için, yanlış atalarıyla oynağa devam etmektedir. Partinin stratejisi oy kullanıcılardan oluşan bir ekip göndermeye dayandığı için her seferinde mağloobluk içindedir.
Yalçın, CHP'nin marjinallaşmış aşırı soldan eski günleri hatırlatarak sokaklarda kaosa sebep olmak üzere kullanılan boycott stratejisini şimdi halka ve ekonominə yönlendirdiğine dair iddia lütfen belirtti. Ancak gerçek şu ki, aslında kendisinin ayağını kopardığını gözlemledi.
Yalçın, CHP'nin hem hükümete geçişini hem de Cumhur İttifakı'na zarar vermeyi amaçladığını savundu ve şöyle söyledi: “Kadınlarımızın tenceresindeki yiyecekleri azaltmaya, işçi veMemurları’nın maaşıne zarar vermeye çalışıyorlar. CHP yönetim teaması, özellikle medyada, iş dünyasında ve esnak ortamında boykot girişiminden CHP’liler dahil yüzbinlerceseden oluşan farklı görüşte olan insanların hayatını zorlaştırıyor gibi davranarak oldukça dar görüşlü bir yaklaşımla hareket ediyor. İşte bu nedenle, CHP destekçileri de bunca bilerek yanlış uygulanan politikalar karşısında rahatsız olmuşlardır.”
Binlerce kişi İstanbul'da "Gaza Ölüyor! Hareket Etsin!" protesto yürüyüşü gerçekleştirdi."Bu devran böyle gitmeyecek"
Berhat Şimşek'in eski CHP milletvekilliği sırasında gösterdiği tutum, olağanüstü kongrede ortaya çıktı. Ancak Yalçın'a göre, CHP bunu bir yolda bulmuş ve partinin içindeki muhalif sesleri sessize_pressere aldı; tepki göstirenlere tehdit ve şantaj uygulayıp baskısız hale getirdi. Yalçın şöyle devam ediyor: "Ancak bu tür bir döngü sonsuzca sürmeyecektir, aklı başında ve karakuşa olanlar politikada üst üste geleceklerdir. Sagduyulu CHP üyeleri ise, şu anki liderliğe karşı direnç oluşturacaklardır."
Yalçın, her politik parti için ilk önceliğin Türkiye'nin birliği ve bütünlüğüne sahip çıkması ve halkımızın sürekliliğini sağlamaktır diye vurguda bulunarak aşağıdaki sözleri kullandığına döndürdü:
Şu anki dönemde Türkiye hem ülkesinde önem taşıyan konulara hem de bölge üzerinde ve dünya genelinde belirleyici rolde olan sorunların üstesinden gelmekte zorlanıyor. Ülke bölgesel düzeyde değil, aynı zamanda küresel ölçekte artan bir değere sahip halde bulunuyor. ÇMPH, Türkiye’nin ilerlemeye devam ettiği yolculukta yardımcı olabilecek politika önerileri geliştirmedeki yerine, sürekli olarak yeni problemleri oluşturmaya çalışıyor. Hükümet partisi olması gereken CHP, Türkiye’yi destekleyeceksiniz diye hareket etmiyor; tam tersine ülke üzerinde ağırlığı hissettiren bir yük gibidir. Maalesef CHP, cumhuriyetin kuruluşunda önemli roller oynayan bir parti statüsünden hızlıca sapmadır. Parti, kendisinin başarısızlığını, siyasi engellerden ve güçsüzlikten kaynaklandığını düşünmeden, bunun sorumluluğunu medyadan ve ekonomiden çekmiştir. Medya yasağı ve boykottan intikam alma çabası yanlıştır diyelim ama ekonomiyi canlı tutan kanalları tahrip etme düşüncesi eşit derecede yanıltıcıdır.
Yalçın, CHP'nin hem iktidar hem de muhalefet konumlarında yerel seçimleri yanlış yorumladığını söyledi. Bu durumu, halkın CHP'yi önceki seçimlerde özellikle belediyede denemeye karar verdiği ancak parti bu duruma ev içi gören şekilde algıldığı anlamında vurguluyor.
Cadı avının başlayacağı duygusu güçlenmiştir.
Yalçın, yerel seçim sonuçlarının, ekonominin temsilcisi olan halkın hükümete verdiği bir uyarının niteliğinde olduğunu fakat bunun CHP'ya yönelik herhangi bir " aşk mektubu" olmadığı noktasını vurgulayarak şu notaları yaptı:
CHP'nin sert ve tutarsız siyasal davranışları, tek yönlü bir arzuyla ve ahiret azabı kadar saplantılı tek yanlı hevesle ortaya çıkmaktadır. Partinin politik vizyonunun içerde meydana gelebilecek potansiyel sorunlar, belirli anlamda belediyeler üzerinden göz alıcı şekilde gösterilmektedir. CHP'nin iktidarda ne yapacağını merak etmek için yapılan deneme-carşımadaki faaliyetleri de bu süreçte göze çarpmıştır. Hırsızlık, rüşve talep etme, gri Para kullanımı, kişisel çıkar peşinde koşmak, teröristlerin işe alınması gibi suçlar, olası CHP yönetiminin hangi senaryoları hayata geçirmeyebileceğini aydınlatmışlardır. Bu durum, CHP'nin eskiye dönük hareket gerçekleştireceği ve dışındaki kişilerden nefret ettiği işaretlerini vermekteydi. Ayrıca, eğer imkanını bulursa, ülkedeki her türlü korku ve şiddet havasına yol açacak, düşmanlarına savaş başlatabilecek bir iz bırakmıştır. Buna göre, CHP'nin iktida geldiği zaman sadece kendisinin fikrini paylaşan insanların ve işletmelerinin varlığını kabul edeceği düşünülüyor. Yönetim kadrosunun suçlu olduğu aşağılamalar ve saldırıya dayanan yaklaşımdan ötürü, agresif dil ve küfurlardan oluşan ‘CHP’nin çirkin siyasi ahlaka’ dikkati çekmeye devam etmiş oldu. Şiddete, çelişkiye ve anlaşmazlığa asıl önem verdikten sonra, girdiği tartışmalara katılmadan sokakta karmaşa çıkarmayı seçiyor, boycotajı ise bir çeşit düzen bozan araç olarak kullanıyor; böylelikle yönetimci bir parti olarak konumu sağlamlaştırılıyor. Olağandışı congreso'yu zorladıklarından bile fark etmeden, CHP yine bilinen, geçmişteki aynı CHP'dir.